29 Ara 2010

Oysa fotoğrafı çöpe atmaktan fazlasıyla memnun olmuştum.

Denedim. Deniyorum. Ama olmayınca olmuyor bazen. Ne büyük laflar, ne tutku, ne chemical x, ne de başka birşey. Trink! Bitiyor. Yok oluyor. Unutuluyor. Üzücü belki, trajik değil ama. Siz hiç bacağını kaybeden bir yazarın trajik haber olduğunu duydunuz mu? duyamazsınız. Çünkü olmaz. Bu haberin trajik olması için yazarın ya elini, ya da beynini kaybetmesi lazımdır. Bunun dışındaki kayıpları yalnızca talihsizliktir- trajik değil..








30 Kasım:

Siyah deri montuma yapışmış yeşil sakızı çıkarmaya çalışarak yürüyorum.  Aptal şey, inat ediyor. Kimin olduğuna dair bir fikrim de yok. Bu hiç de güne başlamak mükemmel bir ortam değil. Eminim o nemrut suratlı Angelique’in işi. Gece boyu konuşup durdu kevaşe. Beynimi sikti de denebilir. (Bkz. Geveze, boş laf veya safsata)  Ondan başkasına yakışmaz bu sakız. Köşedeki coffee-shopta mola verip bir americano alıyorum,  ilk yudumumu alır almaz da sigaramı yakıyorum. (Zehirlenmek benim yaşam biçimim, ama inanın bu da bana yakışıyor)

Bugün Londrada güneş var. Çok hafif de olsa - var. Hava da alay edercesine dondurucu.Ben tabii ki ince giyinmeye devam ediyorum, kat kat lahana gibi gezenlerden olmadım zaten hiç. Belli ısı yetiyor bana.  Neyse, biraz titreyerek oturuyorum ve bacak bacak üstüne atıyorum. Pınar’ı beklemeye koyuluyorum.  Yolda aldığım gazeteyi açıyorum ve ipodumu son sese getirip etraftan tamamen soyutlanıyorum: (bkz: dinle- everyday i love you less and less)
Bir süre sonra omzumdaki elin soğukluğuyla irkiliyorum. Soğuk elin sahibi, sağ kulaklığımı çıkarıyor ve “günaydın şeker” diyor. (Evet tahmin ettiğiniz gibi Pınar değil, Atıl) Ve yanlış anlaşılma olmasın, ona geri dönmüş değilim. Haute-couture genlerim kolay affeden cinsten değil- böylesi hiç de eğlenceli olmazdı zaten di miJ Ama Atılın ona karşı iyi hisler beslemediğimi şimdilik bilmesine gerek yok. Zira bu hareketim bana yol-su-seks olarak geri dönmekte – ki iyi bişey. Ayrıca herifin nereden çıktığına dair hiçbir fikrim yok. Burada olduğumu bilmesi için ancak beni takip etmiş veya ettirmiş olması lazım çünkü dün gece Alain’lerde (eski bir okul arkadaşım) ev partisinde olacağımdan haberi yoktu – evin nerede olduğundan da. Veya evren çok büyük tesadüflerle dolu ve kozmik güçler bizi sabah sabah Atılla buluşturdu da bir açıklama olabilir - ama ben bu inancı sevmiyorum; hatta tüm benliğimle reddediyorum.  Pınar da gecikmekte ısrarlı anlaşılan. Bi mesaj atıp nerede kaldın, diyorum.  Öğlen görüşelim diyor. (Kaltak!)

Pınardan ümidi kesip, tatlı ifadelerimi takınıp, Atıla buralarda ne yaptığını soruyorum. Civarda işi olduğunu, beni görünce de yanıma geldiğini söylüyor. Peki, deyip uzatmıyorum. (iç ses: aptal oyunlarını çözmek için yeterli zaman harcadım 2 aydır – artık yeter)  Ama eminim bu düşüncemin de farkında, lanet olsun ki bu adam beni tanıyor. Benim onu tanıdığımdan daha fazla. Ona ne zaman ihtiyacım olabileceğini (maddesel ve manevi anlamda) kestirebiliyor. Benim onu kestirebildiğim gibi. Ama o kartlarını daha atak oynuyor, ben ise gizli tutuyorum. Ve sonunda sizi temin ederim ki pişman olan taraf ben olmiycam. Şimdilik sadece eğleniyorum. Zaten 3-4 gün sonra Milano’ya geçmem gerekiyor. Yıl sonu öncesi fotoğraflar, sergiler, defileler, makaleler filan. Bu yüzden fazla şey takmıyorum ve düşünmüyorum. Zamanım da yok, zaman fakiriyim.

Havadan sudan muhabbet edip güzel bir sabah yaratıyoruz kendimize. Atıl durmadan konuşuyor. Benim beynim biraz dün geceden hasarlı ama elimden geldiğince eşlik etmeye çalışıyorum. Bir yandan da sol dirseğime yapışmış sakızın son kırıntılarını temizlemeye devam ediyorum – ama Atıl bunun farkında değil. 
Yaklaşık 1 saati bu şekilde geçirdikten sonra, Atıl:
“Şeker, bana gitsek- sana harika bir scotch aldım?” diyor. Ve yüzümde eşzamanlı beliren zafer ve mutluluk karışımı ifadeden teklife cevabımın evet olduğunu çıkarıyor. Ben de onaylıyorum zaten “Harika!” (işin iç yüzü için iç ses: EV-VET, sonunda kevaşenin sakızından kurtuldum!)

4 kisi tepkisini koymus.:

xLarge dedi ki...

Seni hınzır seni...

Bu arada yeni gördüm, bu gecikmeden dolayıkusuruma bakma lütfen;
İyi ki varsın. Mutluluk dolu nice senelere...

Lola dedi ki...

pek tesekkurler ederim efendim .)

Adsız dedi ki...

england 6
milano 9
yol-su-seks 9
music 6
Şimdilik sadece eğlenen lola 9
:P
mutlu nice yılara lolaaaaaaaaaaa

Lola dedi ki...

9u hep sevmiştim zaten. iyi ki varsınız mösyö .)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...