7 Ara 2010

İnsanlar hakkında aşağılık fikirler barındırabiliyorum. Ama her zaman değil. Sadece bazen.

18 Kasım:


Yaklaşık 24 saat uyumamın bir meyvesi (ya da meyvası) olarak gece 3ten beri oturuyorum. Şu anda saat 7yi 13 geçiyor. Atıl uyuyor. Londra da yavaş uyanıyor. Gri bulutlu ve sisli. En sevdiklerim. Sıcak havaya karşı bir antipatim yok ama herkes üzerine düşen görevi yapmadığından bazen dayanılmaz olabiliyor. (Ter kokusundan bahsediyorum evet) Hafif yağmur başladı 10 dakika kadar önce. Üzerimi değiştirip yürüyüşe çıkıyorum. ipod’um ve kulaklıklarımla 50% izole oluyorum normal akıştan. 40 dakika kadar duraksız koşuyorum – yüksek tempolu. yüksek sesli: http://www.youtube.com/watch?v=uxUATkpMQ8A

Düşündüm de. Burayı seviyorum. Rengiyle. Umursamazlığıyla. Burnu havadalığıyla. Nefes nefeseliğiyle. Sıkıcılığıyla. İstanbulun da farklı bir etkisi var bende ama Londra farklı. İstanbul saraylı. Londra’ysa soytarı. Açık – net. Kısa – öz. Kendini 1 dakikadan daha kısa sürede ifade etme meziyetine sahip insanları var. Asil de. Sanki seninle alay eder gibi bir havası da var. (Bana benziyor.) 

Köşeden bir lucky strike alıp Arbutus’te mola veriyorum. Gazetemi açıp sert bir kahveyle iyice kendime geliyorum. Bla-bla-bla’lardan oluşan gereksiz gündemleri hızlıca okuduktan sonra o harika aksanlı ve müthiş popolu garsondan hesabı istiyorum. Yürüyerek eve dönüyorum. (iç ses: Atıl’ın evine “evim” olarak refer etmem hoş değil) Dışı kiremit evin alçak merdivenlerinden çıkarken bağrışmalar duyuyorum. Kapıya yaklaştığımda bu seslerin Atıl ve kimliği belirsiz bir hatuna ait olduğunu fark ediyorum. (Kapıyı anahtarla açıp dramatik bir sahne yaratmak istemedim değil o anda ama kendime hakim oluyorum) Bazen insanlar hakkında aşağılık fikirler barındırabiliyorum – ama bu onlardan biri değil.  Zile basıyorum. Jilet gibi kesiliyor sesler. Sanki hiç varolmamışlar gibi. Atıl gelip açtığında da hiç kavga eden bir adam ifadesi yok suratında. Sıkıca sarılıp öpüyor ve eli belimde tanıdık koridordan geçiyoruz. Evet içeride başka bir kadın var. Güzel de sayılır. Ama 100% zararsız (Kim olduğu sizin hayal gücünüze kalsın)

4 kisi tepkisini koymus.:

xLarge dedi ki...

dikkatimi çekmiş olmasına rağmen, senin de dikkatini çektiğini göz önünde bulundurduğumdan ve cinsiyeti hakkında kararsız kaldığımdan, kendimi tutarak, garsonun poposuna hiç değinmiyorum sayın Kontes Lola...
(çok uzun oldu bu cümle çok)

Lola dedi ki...

:) dikkatini cekmesi hos ama sanirim cinsiyetinin benim ilgimi cekecek cins(xy) olmasi garson konusundaki dikkatini dagitabilir.

xLarge dedi ki...

yanılmış olma ihtimalin dahi yok öyle mi?
tam bir hayal kırıklığı, üç yıldız...

Lola dedi ki...

Umudunu kaybetme. 3yildizin parliycak bigun. keep the faith.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...