
1 Ocak:
Sabaha karşı Atıl’la onun evindeki partiden kaçıp bana geliyoruz. Saat 7ye geliyor ve ikimiz de birer kahve için benliğimizi satabiliriz o anda. Anahtarları bulmakta oldukça zorlanıyorum, ve Atıl da hiç yardımcı olmuyor. Gecenin detaylarını daha sonra anlatırım ama kısaca; Atılla dışarıya karşı soğuk kendi içimizde sıcak savaş ilan etmiş durumdayız. Özet: Ben en güçlü silahım olarak Piérre’i seçiyorum Atıl ise aptal bir Asyalı. Ve kız, üzerindeki iki sezon öncesinin Chanellerine aldırmadan kendini bana rakip ilan ediyor – hal böyleyken sonuçlarından beni sorumlu tutamaz değil mi :) Neyse, uzun uğraşlardan sonra kapımı açabildiğim ana dönelim. Atılın kollarından kurtulup içeceklerimizi hazırlamaya başlıyorum. Atıl da müzik kanallarını karıştırıyor. Ben elimde kahvelerle yanına gelirken o da abuk sabuk bir finans yayınında karar kılıyor.

Ekrandaki heyecanlı spiker 2011in ekonomi açısından optimist yanlarını anlatırken ben de Atıla fincanını uzatıyorum. Ve yanına oturuyorum. Bir yudum alıp “Çok sıcak” diyor Atıl, ve ikimiz de sehpaya bırakıyoruz elimizdekileri. Sessizce “Piérre, ha?” diyor. Ben de “O Asyalının hiçbir şekilde şansı yoktu” diyorum. Çok şaşkın “Neden” diyor, lezbiyen miydi sence diyor. “Hayır, biseksüel belki, ama problem şu ki seksüel değil”. Gülüyor ve daha da yaklaşıyor. Elini önce uzun boynuma atıyor. Ben ise hafifçe doğrulup “Bu seçimin resmen bana hakaretti” diyorum. “En azından Piérre indirimden alınmış geçmiş sezon ayakkabılarıyla dolaşmıyor.” Diye ekliyorum. Atıl hala boynumdaki elini deneyimli adımlarla göğsüme ulaştırıyor ve “Piérre, tam bir şapşal ” derken sağ göğüs ucumu öyle bir sıkıştırıyor ki nefessiz kalıyorum. Ve ikimiz de çekişmeyi bırakıp teslim oluyoruz. Kahveler soğuyor.

Ekrandaki heyecanlı spiker 2011in ekonomi açısından optimist yanlarını anlatırken ben de Atıla fincanını uzatıyorum. Ve yanına oturuyorum. Bir yudum alıp “Çok sıcak” diyor Atıl, ve ikimiz de sehpaya bırakıyoruz elimizdekileri. Sessizce “Piérre, ha?” diyor. Ben de “O Asyalının hiçbir şekilde şansı yoktu” diyorum. Çok şaşkın “Neden” diyor, lezbiyen miydi sence diyor. “Hayır, biseksüel belki, ama problem şu ki seksüel değil”. Gülüyor ve daha da yaklaşıyor. Elini önce uzun boynuma atıyor. Ben ise hafifçe doğrulup “Bu seçimin resmen bana hakaretti” diyorum. “En azından Piérre indirimden alınmış geçmiş sezon ayakkabılarıyla dolaşmıyor.” Diye ekliyorum. Atıl hala boynumdaki elini deneyimli adımlarla göğsüme ulaştırıyor ve “Piérre, tam bir şapşal ” derken sağ göğüs ucumu öyle bir sıkıştırıyor ki nefessiz kalıyorum. Ve ikimiz de çekişmeyi bırakıp teslim oluyoruz. Kahveler soğuyor.
Guzel kalin .)
2 kisi tepkisini koymus.:
Ahh lolaaaa :)
Ahh nesesi yeter .)
Yorum Gönder