29 Eki 2012

Doğa, boşluklardan nefret eder.


Ummadik tas bas yarar mi?
Hicbirsey gorundugu gibi olmayabilir mi?
Hersey iluzyondan ibaret olabilir mi?
Sorgulamak sorgulanmali midir?
Felsefe yalnizca kelime oyunlarindan mi ibarettir? Bir yere varir mi?
Kabartma tozu pastayi ne kadar kabartir?* (Bu soru daha once de sorulmus cevap alinamamistir)
Daha fazla sacmalanabilir mi?

Hayir…

Dogrudan konuya giriyorum:

Istanbuldayim. Neredeyse 2 aydir ugramadigim evime geldigimden beri son-suz huzur doluyum. Gereksiz bir mutluluk; gereksiz aptal trip-moralsiz havalardan uzak; kafanin icinde bos ve mutlu bir obek hucre.  Bu halin sifati olsa olsa “huzur” olur.

Geldigimden beri durmaksizin iciyorum, bunyemdeki alkol seviyesini asla dusurmuyorum. Bunyemin de buna itirazi yok (Simdilik) Cilginlar gibi spor yapiyorum. Sonrasinda acik havada mukemmel bir kahvalti. Devaminda alkole basliyorum ve ortalama olarak gece 4e kadar devam ediyorum.  (Standart gunumu tarif ettim; simdi dagilabiliriz. )


Bir Cuma aksami da evde sarabimla bagira cagira arctic monkeys soylerken Pinar aradi. (Bahsetmistim sanirim; kendisi Cenk’le gectigimiz Agustos’ta evlendi; abartisiz konusuyorum gordugum en mukemmel gelin+lik olabilir) Cenk Italyada su sira.  Pinarcim da aksam yeni is tayfasiyla bir drink aliyor* olacakmis. Gerisini tahmin edersiniz:  Deriye ve Armani Code’a burunerek onlara katiliyorum. Hafif izbe ama secilmis mekanda buluyorum eglenceli bunyeleri. Yine abartisiz konusuyorum: su 27 yillik hayatimda gordugum ve sanirim gorebilecegim en yakisikli adamla tanisiyorum.  Sadece yakisiklilik yetmez konusunu defalarca konustuk sanirim; ama cekici – seksi – ve bir de ustune durusu olanini gormek bulmak zor.  Masada (nasil bir tesaduftur ki – Pinarin oyunu da olabilir tabi ) karsisina oturuyorum.  Bir adami izlemekten hic bu kadar keyif almamistim. (Sadece izlemekle kalmam bilirsiniz siz) Aralari hizla gecersek; iyi muzik + iyi sohbet + alkol + acik hava + sigaranin da etkisiyle eve tabi ki yalniz gitmiyorum. 

Bahsettigim gibi B.’de goruntude ve teoride hersey mukemmel… Ama yuce tanrim her seyi bir arada vermiyor; mutlaka bir eksiklik oluyor galiba (Ic ses: Boyle zamanlarda inancli biri oluyorum, evet). Ben ne yazik ki, eksik noktayi gecenin sonunda fark eden o en sanssiz gruba dahil oldum. (bkz.  Buyuk hissettim, kutuma guvendim ama yanildim)

Sansli kalin. Xoxo .)




14 Eki 2012

Burası coğrafya olarak ilginç bir yerde olmalı, her yere iki hafta uzaklıkta.


O delikten nasil ciktigimizin onemi yok. Dogalliga inanmadigimdan degil de, eldeki malzemeyi nasil kullandigin onemli cogu zaman. Kelimelerin tukendigi zamanlar olur ya, onlardan birindeyim uzun suredir. Konusmaya useniyorum. Kendimi anlatmaya yoruluyorum. Gozumden elimden anlasin istiyorum karsimdaki. 3 kelimeden uzun cumleler kurmuyorum. Kimseye vakit ayirmak istemiyorum. Vakit ayirirsam bir amacim vardir belli ki.

Iste bu zamanlardan birinde tanistim Gokay ile. Bir arkadasin arkadasinin arkadasi. Bir cts gecesi yine dostlar arasinda alkol muhabbet kafa guzellestirmece vs. Ugrasmadan zevk elde etme. Kendini suya birakma, fazla kurcalamama donemleri. Alkolun etkisiyle cekici gelebilir herkes demiycim, standartlarim var sekilciyim bilirsiniz. Gokay da eglenmek icin guzel geldi – hayir demedim. Eve geldik. Anlatacagim kadar heyecanli degildi hicbirsey; o yuzden atliyorum.

Sabah 6da uyandim; ki aslinda uyanmak dogru kelime degil – bu eylemi gerceklestirebilmek icin uyumak lazim oncesinde. Bence birinin evinde kaliyorsan, nezaket kurali olarak saat 5:45ten once cekip gitmeli ve evsahibini rahat birakmalisin. Ama G.’nin bundan bihaber olmasi beni iyice sinirlendirdi. Uyandirdim ve isim oldugunu soyleyip postaladim. (kelimenin gercek anlamiyla)

Sonrasinda Pinar ve Cenkle guzel bir pazar gecirdim. Acik hava guzel kahvalti sigara vs. Bu sirada G.’den gelen mesaj veya aramalarla pek ilgilenemedim. Bunyemdeki alkolun azalmasina da izin vermemek adina belirli araliklarla vucudumdaki gerekli sivi seviyesini yukselttim. Bir diger gun yine yogun bir isgunu ve sonrasinda birkac arkadasla birkac kadeh sarap ictikten sonra eve dogru yururken G. aradi.  Kafamin icinde cirtlayan sesine anlam veremedigimden gelmesini soyledim. Gariptir ki 5 dk. sonra yanimda idi. (uctu herhalde)

Sonra benim iliskinin gerekliliklerini yerine getirmedigimi, onu arayip sormadigimi ve bu sekilde bir gelecek goremedigi ozetinde cumleler kurdu. Ben ise bos gozlerle onu dinledim. Bir paket sigara ictim o konusurken. Sonra da ‘Peki’ diyerek ayrildim.

Evet, 48 saat icinde terk edildim. Isin en uzucu tarafi da, bir iliskim oldugundan haberim  yoktu.

Uyanik kalin!

5 Oca 2012

Bende eksik olan; merhamet, acıma ve affediş. Seks değil!

04.01


Sinir oluyorum! Birilerinin yarim yamalak yaptiklari isleri toparlamak kadar nefretimi kabartan sey az sanirim su dunya uzerinde. Manipulatifim. Yer yer control freak oldugum da dogrudur. Ama benim bile etkimin yetersiz kaldigi seyler var! Resmen kriz gecirdim bu sabah. Zaten kendi isim konusunda kimseye guvenmem ve insiyatif vermem o ayri, ama o mikrobeyinli adamlarin da her adimini kontrol etme yukumlulugum olmamali bence.


Anlamissinizdir igrenc bir gun gecirdim ajansta. Ses tellerimi yormamak icin de zor tuttum kendimi. Algi kapasitesi kit adamlarin benim yanimda ne isleri var hic cozemedim zaten. Burada olmadigim zamanlarda biraz degisim olmus benim yerime. Herkeste bir aliklik. 2452425 telefon gorusmesi yaptim, hic ustume vazife olmayan bir sekilde. Tanrim! Bununla da bitmedi. Toplanti oncesi rehearsal yapti onumde yeni ise alinanlardan biri. Sapsal. Igrenc turk aksaniyla ingilizce konusmasi yetmiyormus gibi bir de gidip ezik ppt templatelerinden kullanmis! Resmen ustundeki Dior'lari parcalayasim geldi. (en azindan giyinmeyi biliyor, bu da bisey) Neyse, hepsi elele vermis benim butun sinapsislerimde elektrik dalgalari yaratirken ogle arasi bahanesiyle kendimi en yakin starbucksa attim. Hava mukemmel! Soguk acik nefes aldiran kendine getirten. Atili aradim direk. Haftasonu Londra'ya donecek olmasindan sanirim, Atilla ivmeli bir gorusme grafigi tutturduk su sira. Ben de donmek icin sabirsizlaniyorum orasi ayri. Evet ozledim Istanbulu ama bilemiyorum. Kendini kandiran nefeslerin arasinda soluksuz kaliyor gibi hissediyorum bazen. 


"Birseylerden donebilmek icin birseyleri oldurmek gerektigini farketti sonra. Ama bu tahmin ettiginden de zor olacakti. Islak yapraklarin ustunde once camura bulanmali, sonra yapis yapis olup dibe vurduktan sonra solucanlarin beyninde yurumesine izin vermeliydi. Elleri delik desik olacak, kimsenin duymadigi aci ama hazdolu cigliklar atacakti. Ve sonra kendi sivisinin sarilastigini gormese de bilecek, tum inandiklarinin terse donusunu zevkle izleyecekti. Bir yirtici gozkapaklarini kemirirken o da butun yuklerinden kurtulacak, ve sorguladigi butun hersey kucucuk bir noktaya donusup onu serbest birakacakti. "






Dunyayi zombiler kurtaracak. Saf kalin.

30 Ara 2011

Bekleme yapmayalim rica edicem

Kisilik bozukluguna inanmiyorum. Neye kime gore bozuk yargisi cok subjektif. Dolayisiyla gecersiz. Soylemisimdir belki ama ben elle tutulabilen gozle gorulebilen 5 duyu organimizla algilanabilen sonuclari-varliklari olan seylerin insaniyim. Dijital fotograf sevmem misal- sevene karsi br tavrim yok gerci. Nasil da tuketiyoruz herseyi safsatalarina girmiycem merak etmeyelim. Sadece soyut algilamada basarisizligimi anlatmaya calisiyorum. Medikal kaniti olmadikca hastaliga inanmayisim basima dert acabilir belki ama malesef boyle. O sebeple basim cok agriyor- yok efendim koluma bir sanci saplandi - vay efendim sebebini bulamiyorlar karin agrisindan oluyorum sizlanmalari pek umrumda olmaz. Buyuyunce unutursunuz.




29 Aralik


Haftaortasi yorgunlugumu sabahin buz gibi havasini seyrelten sicacik kahvemle balkonumda atmaya calisirken kafasi karismis saclari dagilmis haldeyim. Uzerimdeki ekoseli sabahlik beni usutuyor ama kalkip bir sal almaya useniyorum. Aptal basliklarini okuyorum gazetelerin - yine bir sinirleniyorum kendime her sabah belki bu sefer birseyleri anlamlandirabilirim umidini tasidigim icin. Umudunu kaybedenlerden degilim ama yapilcak sey basit : gorme bilme duyma. Hicbir zaman atesli fikir catismalarinin ortasinda kalmadim - oyle bir amacim da yok, her isi bi bilene birakmak lazim, ancak sinir kontrolunde harbiyat yasadigim dogrudur. Neyse ki calan telefonum beni kendime getiriyor. Saat sabahin 10u, ve ben bir persembe gununu evde yalniz gecirenler kervanindaydim bu sefer. Evet - yeni yili da yalniz gecirmeyi planliyorum (ic ses: bunu kendine depresyon sebebi yapan insanlar gordum, hepsi salaktilar) Kendine donus icine bakis donemlerimdeyim yine. Biraz da usengeclik var isin gercegi. Ihtiyaclarim dogrultusunda insanlarla gorusuyorum ve no strings attached ( - hemen belirtiyim ashton kutcher ve natalie portman beni daha fazla hayal kirikligina ugratamazdi - ) bile denilmiycek birlikteliklerim disinda kendi kendimleyim. Arayan kisi de Pinar. (hatirlarsiniz hatunu - su en sevdiklerimden) Dogumgunumde evde oturmakta israrci olup olmadigimi merak ediyor. Evet kesinlikle israrciyim. Gormek istedigim kimse yok bugun kendimden baska. Insanin dogumgununde secici davranma hakki olmali degil mi? Sadece kendi goruntumle basbasa kalip estetik herhangi bir distorsiyon istemiyorum. 

"Peki" deyip hafif kirgin kapatiyor telefonu seker sey. Ben de kahvemi tazelemek icin mutfaga yoneliyorum. Masanin ustune oylece attigim birsuru hediyeye bakiyorum, hafif bir gulumseme geciyor yuzumden itiraf etmeliyim. Ama o kadar. Bir bosluk var tanimlanamayan-yamadigim. Bu sefer de koltugumda uzanip biraz kanallari karistiriyorum. Feci. Yuzsuz. Sacma* Gereksiz melodiler de kulagimi tirmalayinca kapatiyorum buyuk ince ekrani. Muzigimi acip bir dus almaya karar veriyorum (bkz. kasabian - green fairy) Ciktigimda telefonumun israrli calislarina maruz kaliyorum. Atil ariyor. (evet yaklasik 4 aydir ayriyiz ama bu ayri kaldigimiz anlamina gelmez) Hadi yine bir itiraf - ilk kutlayanlardan olmadigi icin biraz uzulmus olabilirim. ( pms donemimdeyim ) Telefonu aciyorum: "Seker, kapidayim 20 dk.dir" diyor.  Bu sefer de kapiyi aciyorum. Dustaydim tatlim pardon* dememe birakmadan...- birazcik eglenceden zarar gelmez deyip ona ayak uyduruyorum. 

Herkese iyi seneler!!

23 Ara 2011

Iki arti bir her zaman bir eder

En sevdiginiz sifatin sacma* oldugunu anladiginiz anin sacmaligini dusunmek kadar sacma birsey yok sanirim.. Kendini, camlari, yol kenarindaki islak camurlu peceteyi ayni organla algiliyor olmanin baska bir sifatla aciklamasi olamaz. Olmamali. Su andan itibaren cogu soruya yanitim kisa: Sacma. Net.


Alisilanin aksine megolomaniden cok uzak bir yazi olucak bu. Sadece birgunlugune ziyarete kabul ettigim ve birdaha asla konusturmayacagim sacmaliklar silsilesi. Bos kuflenmis tozlu dumanli biraz da yesil bugun hava. Yolda yurumenin bile sifati belli : Sacma. Anlamsiz. Keyifsiz. Ayni. Gereksiz. Kokusmus. Basit. Sivri. Yuvarlak. Sekilsiz. Hayalsiz. Minnetsiz. Kelimesiz. Bilincsiz. Tam agzimi acip dokucektim ki agiz dolusu ...


Ve sonra sustum.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...